19 Mayıs 2013 Pazar

MİMARLIK İŞTE

   Uykusuzluk, geceleri yapılan çizimler, bitmeyen projeler, jüri, eskiz kağıtları, aydinger bandı, T cetveli, kalemler, autocad, 3ds Max gibi kelimeler size hiçte yabancı gelmiyorsa sizde mimarlık okumuşsunuz demektir ve anlatacaklarım sizede hiç yabancı gelmeyecektir.
    Mimarlık dendiği zaman "ne asil meslek." "Benimde kızım/oğlum mimar olsun." "Ne güzel etiketi olan bir meslek." kelimelerine sıkça rastlarız. Bu cümleler mimarlığın içine hiç girmemiş uzaktan göze çok hoş gelmiş zamanlarda söylenen cümlelerdir. Tabi işin içine girilince herşey değişir. Bununla ilgili size bir örnek vermek isterim. 
    Ben lise çağlarımdayken bir gün evimize uzaktan bir akraba teyze (benim gözümde teyze olan bir kadın) gelmişti. Teyzenin kızı mimarlığı kazanmış ve çok zor olduğundan gece gündüz proje yaptığından hatta birlikte maketler yaptığından bahsediyordu. Annemde teyze gittikten sonra bana dönüp ( ki annemle ben ozamanlar mimarlık okumamı istiyoruz.)  " bak görüyormusun kadının kızı mimar olmuş nasılda anlatıyor yok çok uğraşıyomuşta falanda filanda nasıl da hava atıyor sende mimar ol bende böyle hava atayım."  demişti. Ozamanlar tabi başlarda anlattığım gibi uzaktan hoş geliyor herşey ve kadının söylediği hiçbirşeyi kâle almayıp sadece hava attığına odaklanmıştık. Neyse efendim daha sonra ben mimarlığı kazandım ve o teyzenin anlattığının on katı daha fazla yoruldum, sabahladım ve bittim. Annem ise hiçbir zaman hava atamadı ve benimle beraber sabahlayıp maket yaptığı her gün o teyzeye bir kez daha hak verdi. 
     Yani demem o ki eğer şu anda bunu okuyorsanız ve mimar olmak istiyorsanız bir kez daha düşünün. Yok eğer mimarlığa çoktan başladıysanız da geçmiş olsun dostlarım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder